Gitmek İstemediğim Bir Yere Doğru

Eşimin tayini çıktı, Ardahan’a gidiyoruz.

Biliyorum, çok büyütülecek bir şey değilmiş gibi geliyor dışardan bakınca: “Ne var canım, sonuçta Türkiye’nin bir ili.” Ama içim içime sığmıyor desem yalan olur. Hani sevinçten değil… tam tersi. Ruhum daralıyor.

Ben sosyal biriyim. Muhabbeti severim, insanla iyi anlaşırım. Burada ailem vardı öyle uzak değil, yakın aile. Hani gerçekten arkadaş gibiydiler. Bir yere gitmeden önce arayıp “kahve yap, geliyorum” dediğim insanlar. Şimdi hepsi geride kalacak.

Yeni bir şehir, küçük bir şehir, soğuk bir şehir.

Ve ben sıfırdan başlayacağım.

Yeniden tanış, yeniden anlat kendini, yeniden yer edin… Düşünmesi bile yorucu. Hele sabahları… Zaten mutsuz uyanıyorum bir süredir, şimdi bir de pencerenin dışı bile yabancı olacak.

Ve en garibi şu:

İçimi dökünce “Aman boş ver, alışırsın” diyenler oluyor. Kusura bakmasınlar ama o “boş ver” lafı benim içimi daha da sıkıyor. Çünkü ben boş vermek istemiyorum. Bazen üzülmek istiyorum. Bazen de biri sadece “zor olmalı” desin istiyorum.

Ama sonra kendi kendime şöyle diyorum:

Alışacağım, geçecek. Belki zor olacak ama geçecek. Bu zamanı da kendime not edeceğim.

Şimdilik sadece gideceğim. Gerisi yolda belli olur zaten.

Yorumlar

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. önemli değil.. sürekli yazmadım da.. giderken yanında götürebileceklerin de var bunu anlatmak istemiştim...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Tutkunun İzinde, Olmasa da Var

Link var mı?” diyen toplumun Freud’a değil, aynaya ihtiyacı var

Kapısız insanlar ve seks kasedi