Bir Tutkunun İzinde, Olmasa da Var
Olmayacak hikayelere tutulmak…
Hepimiz o yoldan geçtik, belki hâlâ orada yaşayanlarımız var! Hani şu kafada kurup bir türlü hayatımıza dahil edemediğimiz hikayeler var ya, onlardan bahsediyorum. Çoğu zaman imkansız aşklara tutuluyosun; gözünde büyüttüğün biri, uzaktan baktığın bir hayat veya geri dönmeyecek bir bakış.
Yahu, Sezen Aksu bile kaç kere söyledi; “Geri dön!” Ama kim dönüyor ki? Olmayacak bir hikayeye kapılmışsın, boşuna bekliyorsun.
Aslında bu hikayeler taa antik çağlara kadar gidiyor. Mesela Pygmalion diye bir abimiz var, eski Yunan’da heykeltıraş… Kendi yaptığı heykele vuruluyor! Bildiğin mermer heykele… Bir düşün, adam kendine bile inanamıyor; “Bu heykel yaşıyor, göz kırptı sanki” diye. Neyse ki o zamanlar Tanrıça Afrodit varmış, adamın aşkına acımış da heykel canlanmış. Şimdi böyle bir durumda psikoloğa git derler ama o zaman işler daha masalsı çözülüyormuş, …
E tabi, hepimiz Pygmalion kadar şanslı değiliz. Bizim hikayelerimizin tanrıçası Sezen Aksu. O, “Geri dön” diyor, “Tutuklu” diyor ama işin sonunda hepimiz “Bu kadar mı zor?” sorusuyla kalıyoruz. Sen olmayacak bir aşkın peşinde sürüklenirken en yakın arkadaşların “Yine mi?” bakışı atıyor. “Yahu sevmiyor işte seni, kabullen” diyorlar ama içindeki o minik ses “Belki bir gün…” diye fısıldamaya devam ediyor.
Sadece aşk mı? Olur mu hiç, biz olmayacak hikayelere her alanda tutulmaya meyilliyiz. Bir meslek, bir hayal ya da uzak bir şehir… Kendi kendimize “Bir gün oraya taşınacağım,” diye sözler veriyoruz. Sanki oraya gidince her şey düzelecek, hayatımız mucizevi bir şekilde değişecek. Belki içimizdeki göçebe ruh ya da her şeyin bir anda güzelleşeceğine dair o tatlı inanç, bu hayallerin peşinden koşmamıza neden oluyor.
Ve öyle ya, olmayacak diye peşini bıraksak, bu hikayeleri kim yaşar, kim anlatır? Bu hayaller aslında ruhumuzu da besliyor, o yüzden ara sıra o hikayelere kaptırmak bize iyi geliyor.. Hayatımızın bir köşesinde hep bu “ulaşılmaz hikayeler” var; biz de arada sırada bile bile kapılıp gidiyoruz. İşte bu da böyle bir iç döküş.
Bazen asıl güzellik, gerçekleşmeyen hayallerin bıraktığı izlerde saklıdır belki…
Öncelikle tebrik etmek istiyorum. Tabi, benim tebriğime ihtiyacınız yoktur ama beğendiğimi söylemeden de geçmek istemedim. Bunu okuduktan sonra diğer yazılarınızı da okudum ama bu yazı kadar etkilemedi ve tekrar bunu okuma ihtiyacı hissettim. Bu yazı, hem hayatın zorluklarıyla yüzleşmeye hem de hayallerin peşinden gitmenin güzelliğine dair çok anlamlı bir hatırlatıcı olmuş. Kaleminize sağlık, gerçekten etkileyici bir iç döküş.
YanıtlaSilYorumunuz için çok teşekkür ederim🙏
YanıtlaSilBu yazıyı bi arkadaşımın ilişkisi üzerine bende bıraktığı hislerle yazmıştım. Yorumunuz çok mutlu etti. Tekrar teşekkürler 🙏
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilhikayemi dinlemelisin...
YanıtlaSil