Fuckbuddylik: Sınırlar mı, Yoksa Başlangıç mı?
Dürüst olalım, herkesin bir noktada aklından şu soru geçmiştir: “Fuckbuddy’den sevgili olur mu?” Ama bu soruyu sormak için bile arka planda bir şeylerin kıpırdaması lazım, değil mi? Hani o “biz sadece takılıyoruz” dediğin yer var ya, bir süre sonra işler oradan dönmeye başlar. Bir bakmışsın, “sadece” dediğin şey başka bir boyuta evrilmiş. İnsan anlamadan, fark etmeden bir bağ kuruyor işte.
Bu işin bir kesin cevabı var mı? Yok. Çünkü olay tamamen kişiye göre değişir. Kimisi baştan “Bu iş ciddi olmaz, kafam rahat” diye girer, kimisi ise olayları oluruna bırakır. Ama şunu kabul edelim, olaylar nadiren planlandığı gibi gider. Hayat bu, sen ne dersen de o kendi yolunu çizer.
İşin başında her şey basittir: zevkine, keyfine. Ama sonra bir bakıyorsun, o keyifli anlara küçük şeyler eklenmiş. Belki bir bakış, belki bir soru, belki hiç planlanmamış bir içtenlik… Ve o an kafanda bir ışık yanar: “Acaba bu hisler sadece bu kadar mı?” İşte o soruyu sorduğun anda oyunun kuralları değişir. Her şey bir anda daha karmaşık hale gelir.
Peki, aşk cinsellikten doğar mı? E doğar. Çünkü ne kadar basitmiş gibi görünse de, insan hislerini tamamen kapatıp devam edebilir mi? Düşünsene, her dokunuş, her yakınlaşma bir iz bırakıyor. Peki hiç duygu olmadan sevişmek gerçekten mümkün mü? İnsan sadece bedeniyle birine yaklaşabilir mi? Yoksa her ne kadar kaçsan da o yakınlık bir yerden seni yakalıyor mu?
Sonuç? Fuckbuddy’den sevgili olur mu? Olur tabii. Hatta sevgiliyi geçip eş bile olur. Hayat işte, planladığın gibi gitmeyen yerlerde daha gerçek şeyler çıkar karşına. Etiketler, tanımlar, kurallar… Bunların hiçbir önemi yok. Önemli olan, bir gün kendine şu soruyu sorduğunda “Biz neyiz?”diye, korkup kaçmak yerine o sorunun içindeki heyecanı sahiplenebilmek. Eğer bunu hissediyorsan, belki de çoktan cevabını bulmuşsundur.
Yorumlar
Yorum Gönder