Kahve mi, Ghosting mi?

Modern Flörtleşme ve İlişkilerdeki Belirsizlik

“Telefonumun ekranına baktım. Saat akşam sekizdi. Mesajıma iki mavi tik düşeli tam üç saat olmuştu. Cevap gelmediği her dakika, aklımdan yeni bir senaryo geçiyordu: ‘İşi mi çıktı? Yoksa ilgisini mi kaybetti? Belki de başka biriyle mesajlaşıyor…” Günümüzde flört etmek, sanki bir dedektiflik işine dönüştü. Her kelimenin, her suskunluğun arkasında gizli anlamlar arıyoruz. Ama asıl soru şu: Bu kadar belirsizlik içinde gerçekten birbirimizi tanımaya mı çalışıyoruz, yoksa sadece o mesajın geri dönmesini mi bekliyoruz?

Çevremizde mutlaka ‘Bu mesaja nasıl cevap versem?’ diye düşünen birini tanırız. Telefon ekranına uzun uzun bakıp, ‘Burada ne demek istedi acaba? Bunu gülerek mi yazdı, yoksa kızarak mı?’ diye kafasını yoran biri… Ardından gelen o kritik soru: ‘Nasıl cevap versem ki konuşma devam etsin?’ Modern flörtleşmenin zorluklarından biri de bu; binbir seçenek arasında öne çıkmaya ve bir şekilde fark edilmeye çalışıyoruz. Peki, ekranın diğer tarafında biricik olmayı nasıl başarıyoruz? Kendimizi bu dijital kalabalıkta nasıl özel kılabiliriz?

Modern flörtleşmenin kurallarının başında ‘biricik olmamak’ da var. Artık kimseye sadece bir kişi gibi yaklaşmak, onu tek bir ilişkide görmek zor. Bu durum, bizi sürekli alternatif arayışında tutuyor. ‘Ya daha iyisi varsa?’ düşüncesiyle, potansiyel partnerlerimizle kurduğumuz bağlar hep bir belirsizlikle dolu. Bazen bir mesajın ya da aramanın hemen ardından düşüncelerimiz uçuşmaya başlıyor: ‘Acaba şimdi ne yapmalıyım? Onun için yeterince ilginç miyim?’

Bu karmaşanın içinde, ‘biricik’ olabilmenin aslında ne anlama geldiğini sorgulamaya başlıyoruz. Belki de bu, içten bir bağlantı kurmak, yüz yüze konuşmak veya bir insanı gerçekten tanımaya çalışmaktan geçiyor. Ancak günümüz flört kültürü, bu derinliği sağlamak yerine yüzeysel bağlantılarla dolup taşıyor.

Ghosting, love bombing, submarining, bread crumbing… Bu terimler, modern flört dünyasının süper kahramanları gibi ama asıl kahramanlıkları insanları duygusal olarak yıpratmakta! Birini tanıyorsun, ardından birden ortadan kayboluyor (ghosting). Ne oldu? Acaba bir uzaylı tarafından kaçırıldı mı? Hemen ardından aşırı ilgi gösterip seni yıldızlarla dolduruyor (love bombing). İlk başta her şey muhteşem ama sonra yine kayboluyor (submarining). Ne yani, bu insanlar gerçekten bir denizaltında mı yaşıyor?

Ve tabii ki, bread crumbing… Bu da ne? Sanki bir dizi izliyormuşsun gibi, sürekli ipuçları bırakıyorlar ama asla ana olayın peşine düşmüyorlar! ‘Bak, işte burada biraz sevgi, orada biraz ilgi’ derken, sonunda sadece bir avuç kırıntı kalıyor.

Bu kadar kafa karışıklığı içinde, kadınlar bu taktiklerin peşinde koşarken kendilerini ne kadar değersiz hissettiklerini bile fark etmiyorlar. ‘Ne oluyor? Benimle olmak istiyor mu, yoksa bu bir ilginç sosyal deney mi?’ derken, aşkın anlamını sorgulamaya başlıyoruz. Sonuçta, bu modern flört dünyası, bazen gerçek bir ilişki kurmaktan çok daha fazla ‘Survivor’ yarışması gibi hissettiriyor.

Sonuç olarak, modern flört dünyasında tanıştığımız tüm bu tuhaf terimler, aşkta kaybolmuş gibi hissetmemize neden oluyor. Belki de aşk, son bir dizi maratonu kadar karmaşık ve sürükleyici. Ama unutmayın, ekran karşısında kaybolmak yerine, yüz yüze bir kahve içmek belirsizlikleri daha çabuk çözer. Hem de en kötü ihtimalle, kahve dökülür, ama en azından yüz yüze bir ‘ghosting’ riski daha düşük olur!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Tutkunun İzinde, Olmasa da Var

Link var mı?” diyen toplumun Freud’a değil, aynaya ihtiyacı var

Kapısız insanlar ve seks kasedi