Erkekler: Tatlı Bir Lüks mü, Yoksa Şekerli Bir Zehir mi?

Geçen gün Instagram’da dolaşırken Cher’in dillere pelesenk olmuş o efsanevi sözüne denk geldim: “Erkekler bir ihtiyaç değil, bir lükstür. Tıpkı tatlı gibi.” İlk duyduğumda biraz cesur, hatta iddialı gibi geldi ama sonra düşündüm de, aslında gayet mantıklı! Yani, kim tatlıya hayır diyebilir ki? Ama bir yandan da onsuz gayet yaşanır.


Bir düşün, hiç tatlı yemesen de sağlıklı kalabilirsin. Tatlı, temel bir besin grubu değil; ama hayatı daha keyifli, daha lezzetli hale getirir. İşte Cher’in erkeklerle ilgili söylediği tam da bu: Eğer hayatında varsa, mükemmel. Ama yoksa da aman aman bir eksiklik hissetmezsin. Tıpkı kahvenin yanına konan o nefis pasta dilimi gibi. Varsa harika, yoksa da kahvaltıda güzel bir simit-peynirle gününü kurtarırsın.


Asıl mesele, erkeklerin hayatımızdaki yeri değil; onlara nasıl bir yer biçtiğimiz. Yüzyıllardır kadınlara, bir erkeğin yanında “tamamlanmaları” gerektiği dayatıldı. Evlenmek, çocuk yapmak, erkeğe “muhtaç” olmak… Bunlar hep olmazsa olmaz gibi sunuldu. Ama artık kadınlar tek başlarına da gayet yeterli olduklarını kanıtlıyor. Şimdi bir partner, bir zorunluluk değil; hoş bir ekstra, tıpkı “tatlı” gibi.


Bir erkeğin hayatına girmesi güzel olabilir, ama tatlısız da gayet mutlu ve sağlıklı bir yaşam mümkün. Bir çikolata olmadan da harika anılar yaşayabilirsin. Sonuçta, Canan Karatay’ın dediği gibi, “tatlılar belki de zehirdir.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Tutkunun İzinde, Olmasa da Var

Link var mı?” diyen toplumun Freud’a değil, aynaya ihtiyacı var

Kapısız insanlar ve seks kasedi