Cazibe kutsallık mit ve sex

Orta Çağ’da soğan yiyen kadınların cazibesinin arttığına dair bir inanış mı varmış. Soğan kokusunun ne kadar güçlüyse, kadının cazibesinin de o kadar arttığına inanılıyormuş. Bu durumu, günümüzün şeker kokulu parfümleriyle eşdeğer olarak görebilir miyiz? Belki de az sayıda ter kokusunun cazibesi, o zamandan bu zamana kadar azalan bir değer olarak gelip gidiyormuş. Bu gerçek mi, yoksa bir mit mi, bilemiyoruz; tıpkı günümüzde “cazibe konusu olmaması gereken” şeylere inanmanın da bir yanılsama olabileceği gibi.

Örneğin, günümüzde cazibe unsuru olarak erkeklerin penis boyu, kadınların göğüs ve kalça büyüklükleri önemliyken, 100 yıl sonra “Yok canım, böyle şeylere takılmıyorlardır herhalde” şeklinde bir ümit olarak kalacaklarına inanıyormuşuz. Orta Çağ’da ise bir başka cazibe unsuru olarak seksin yasak olduğu, yalnızca gizli kapaklı yerlerde yapılması gerektiği düşünülüyormuş. Bir ilişki ne kadar gizliyse, o kadar kutsal sayılıyormuş.

Peki, günümüzde kutsal saydığımız cazibe unsurları neler? Belki sanal seks, vibratörler silikon vajinalar ya da ismine bile alışkın olmadığımız straponlar… Kutsal saydığımız başka şeyler de var: aşk, grup seks ya da oral seks gibi unsurlar. Gerçekten kutsal sayıyor muyuz?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Tutkunun İzinde, Olmasa da Var

Link var mı?” diyen toplumun Freud’a değil, aynaya ihtiyacı var

Kapısız insanlar ve seks kasedi