Kayıtlar

Eylül, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Öteki nedir?

Kabaca söylemek gerekirse öteki, bir grubun kendini tanımlarken dışarıda bıraktığı kişidir. Farklılığıyla varlığı kabul edilse de eşitliği çoğunlukla reddedilir. Daha sade bir dille ifade etmek gerekirse, öteki bize benzemeyendir. Geçen gün bir arkadaşımın yanına uğradım. Sohbet sırasında yaşadığımız şehirdeki üniversite öğrencilerinin dolmuş paralarının fazlalığından yakındım. Tam o sırada biri bana dönüp, “Sen üniversite öğrencisi misin, niye bu kadar itiraz ediyorsun?” dedi. Ben de şöyle cevap verdim: “Birilerini anlamak için onlardan olmak zorunda değiliz.” Bu söz ağzımdan çıkarken aslında kendime de bir soru sormuş oldum: Gerçekten de birini anlayabilmek için onun yaşadığı sıkıntılardan geçmek mi gerekir? Aynı yolları yürümek, aynı yükleri taşımak şart mıdır? Yoksa empati dediğimiz şey, tam da o yükü taşımadan da yanında olabilmek değil midir? Okuduğum lise devlet parasız yatılıydı; bu yüzden Türkiye’nin dört bir yanından, özellikle de Doğu Anadolu’dan öğrenciler gelirdi. İlk bakı...

Platonik Aşkın Tarihçesi

Aslında bu yazıyı yazmak hiç aklıma gelmiyordu ama bir arkadaşım büyük bir aşk acısı içerisindeydi. Üstelik öyle bir acı ki, ezelden başlamış, sonsuza kadar sürecek türden bir platonik aşk. Platon’dan Günümüze Ben dershanede, Platon’u anlatmadan önce derse ilgi çekmek için platonik aşkın tarihçesini anlatırdım. “Platonik aşk Platon’dan geliyor, biliyor muydunuz?” dediğimde gözlerde bir anlık parıltı olurdu. Antik Yunan’da aşk anlayışı bugünkünden farklıydı. Erkekler eğitim için bir araya gelir, öğrencilik–öğretmenlik ilişkisi ve erkekler arası yakınlık yaygındı. Kadınlar eğitim hayatında yer almadığı için aşk çoğu zaman erkekler arasında yaşanıyordu. Bu yüzden Platon’un aşkı anlatırken verdiği örnekler genellikle erkek figürler üzerinden oluyordu. Bazıları “platonik aşk aslında eşcinsel bir karşılıksız aşktır” diyor. Ama kavramın bugünkü anlamıyla tek taraflı aşk hâline gelmesi çok daha sonra, Rönesans’ta gerçekleşiyor. Platon’un kastettiği aşk, gizli veya karşılıksız aşk değildi. Onun...

Adolescence dizisi

Adolescence dizisini izlediniz mi bilmiyorum ama izlemelisiniz. Türkçeye “Ergenlik” denmiş ve gençlerin çağımızda yaşadığı zorbalığı, hatta cinayete kadar giden süreci anlatıyor. Ama dizi bir yana, kendi deneyimlerime bakınca bunun çok gerçek olduğunu görüyorum. Bir video izlemiştim, biri demişti ki: “Bizim zamanımızda çocuklar böyle değildi.” Hâlâ bunu duyunca içim burkuluyor. Hayır, vardı. Şiddet bir anda ortaya çıkmıyor. Zorbalık yeni bir şey değil, sadece teknolojiyle artık görünür hâle geldi. Çocuklar evden, okuldan, sokaktan etkileniyor. Ben bunu çok iyi biliyorum. Sadece bakmıştım, hiçbir şey yapmamıştım; ama kendimden büyük bir kız, günlerce dayakla beni korkuttu. Taciz edilen çocuk sustu. Babasından azar işiten çocuk sustu. Öğretmeninden dayak yiyen çocuk sustu… Bugün teknolojiyle birlikte bu sessizlik görünür oldu. Ama mesele şiddetin yeni oluşu değil, sessizliğin kırılması. O çocuklar büyüdü, anne baba oldu. Bazıları kendi çocuklarına aynı şiddeti uyguladı, bazıları ise kura...